ForumAlemi - Herkesin Gözü Burada

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
ForumAlemi - Herkesin Gözü Burada

- Herkesin Gözü Burada


    Türk Ülküsü (3.Bölüm)

    avatar
    BUGRAOPEN
    Co-Admin

    Co-Admin


    Aktiflik :
    Türk Ülküsü (3.Bölüm) Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Türk Ülküsü (3.Bölüm) Right_bar_bleue

    Mesaj Sayısı : 354
    Doğum tarihi : 14/12/93
    Kayıt tarihi : 18/04/09
    Yaş : 30
    Nerden : İstanbul

    Duyurum
    Kişisel İleti / Not Defteri :
    Uyarı Puanı:

    Türk Ülküsü (3.Bölüm) Empty Türk Ülküsü (3.Bölüm)

    Mesaj tarafından BUGRAOPEN Ptsi Haz. 01, 2009 8:40 pm

    Türk Ülküsü "" Ücüncü bölüm ""

    Zafer hiçbir zaman, mahvolduklarını sananlar tarafından kazanılamaz.

    Kalkınma hamlesi hiç şüphesiz bilim metodları ile olacaktır. Fakat
    milletimizin toplum ve fert psikolojisiyle tarihi, milli gelenekleri,
    toplumsal yapısı da hesaba katılmazsa, bilim metodları ile davranış başarıyı
    sağlamaz. Çünkü nasıl ilaçlar, aynı hastalığa tutulmuş insanlar üzerinde
    aynı tesiri göstermiyorsa, bilim metodu da her toplum üzerinde aynı sonucu
    vermeyecektir.

    Kalkınma hamlesi hiç şüphesiz bilim metodları ile olacaktır. Fakat
    milletimizin toplum ve fert psikolojisiyle tarihi, milli gelenekleri,
    toplumsal yapısı da hesaba katılmazsa, bilim metodları ile davranış başarıyı
    sağlayamaz. Çünkü nasıl ilaçlar, aynı hastalığa tutulmuş insanlar üzerinde
    aynı tesiri gösteremiyorsa, bilim metodu da her toplum üzerinde aynı sonucu
    vermeyecektir.

    Bilim metodu, ön düşüncelerden sıyrılmayı da emreder. Bu sebeple Türk
    milletinin siyasi rejiminin ne olması gerektiği hakkında açıkça konuşmasının
    zamanı da gelmiştir. Rejimler gaye değil, milletlerin saadeti için birer
    vasıtadır. Bu nedenle milletler, tarihleri boyunca bazen rejim
    değiştirmişlerdir. Bir bakıma rejim, milletlerin elbisesidir. Şahıslar gibi
    milletler de zaman ve mekâna göre elbise giyerler. Sıcak bölgeler için pek
    uygun olan ketenden göğsü açık bir elbise, soğuk iklim bölgelerinde nasıl
    insanın ölümüne sebep olursa şu veya bu rejim de bazen bir milletin
    çökmesini hazırlayabilir.

    Bugün için de bulunduğumuz siyasi ve toplumsal şartlara göre bize uygun
    gelen toplum elbisesi, yani rejim, demokrasidir. Milletimizde bu fikir
    günden güne yerleşip kökleştiği gibi, birlikte hareket etmeye mecbur
    olduğumuz müttefiklerimizin rejimi de budur.

    Fakat demokratik rejimde kalmaya kararlı oluşumuz, demokratik olmayan eski
    tarihimizi ve bize övünç veren kahramanlarımızı saygı ile anmamıza asla
    engel olamaz. Çünkü geçmişini hor gören bir millet, ancak şerefsiz
    insanlardan kurulu bir topluluk olabilir.

    Şunu da gözden uzak tutmalıyız ki, demokrasinin başarılı olması, toplumdaki
    milli şuurun kuvvetiyle orantılıdır.

    Türk milletinin kalkınması derken, bu harekete, gönülleri heyecanla
    çarpıştıracak ve yurttaşları fedakarlığa ve hatta kahramanlığa sürükleyecek
    bir anlam vermek için kalkınma hedefinin Büyük Türkiye olması birinci
    şarttır. Kültürü, bilimi, tekniği ile birlikte ahlakı ve erdemi ile de ileri
    ve üstün olacak Türkiye… Yoksa sadece refah ve zenginlik için yapılacak
    hamlenin, bir şirket hareketinden farkı yoktur.

    Devlet ile şirket başka başka şeylerdir. Ve devlet olmayı ticaret kurumu
    olmakla karıştıran topluluklar, daima başkalarının gölgesinde yaşamaya ve
    ilk darbede yıkılmaya mahkûmdurlar.

    Büyük devlet olmanın şartlarından biri de, zengin ve kudretli bir dile sahip
    olmaktır. Milli ihmaller dolayısıyla gelişmemiş olan kökü kuvvetli dilimizi,
    büyük bir bilim ve sanat dili haline getirmek ihmal olunmayacak bir
    davamızdır. Ne melezleştirilmiş eski dil, ne de öz Türkçe denilen uydurma
    dil, büyük bilim ve edebiyat dili olamaz. Terimleri Türk kökenlerinden
    üretme, konuşma dilinde Türkçeyi veya Türkçeleşmişi seçme esasında olan bir
    "Arınmış Türkçe" esas alınmıştır. İnsanın yüreği ne ise, milletin dili de
    odur. Bu değerli varlık, gerçek değerlerden meydana gelecek bir akademi ve
    milli şuura hâkim uzmanlar, medya ve sanatçılar eli ile korunmalıdır.

    Millet olarak yaşamak isteyen toplumlar, kendi milli özelliklerini
    kıskançlıkla korurlar. İskoçların etek giymesi, Hintlilerin bize garip gelen
    kıyafetleri?

    Yüksek bir millet haline gelmenin diğer bir özelliği olarak sağlam yasalar
    koymak ve saygıyı inanç haline getirmek için, her türlü tedbirin alınmasına,
    tercüme kanunlara değil de milli örften çıkarılan ve çağdaş hukuk
    prensiplerine dayanan yasalar yapılmalıdır. Yasalar devleti, milleti, milli
    kültürü, ahlakı, düzeni, aileyi, fertleri, şerefi ve hakları koruyacak
    yasalar olmalı; adalet ölçüsü en kesin terazi ile sağlanmalıdır.

    Devlet, nazari olarak, vatandaşların hayatını koruyup saadetlerini sağlamak
    için kurulmuş bir müessese olduğundan, her Türk'ün sağlık, hastalık ve
    işsizliğe karşı sigortalanması şeklindeki toplumcu anlayışı, huzuru
    sağlayacak en temel faktördür.

    Bir milletin, özellikle gençliğin ahlakı önemlidir. Çünkü milletin en
    mukadderatı söz konusu olduğu yerlerde, onlar iş görecekler, kan
    dökeceklerdir. Gençlik, kendini saran maddi ve manevi çevrede ahlak
    disiplini, ahlak örnekleri görürse, ahlaksızlığın daima ezileceğinden
    gençlik, kendisine sözle ahlaki telkin yapıldığı halde rüşvet, iltimas,
    dalkavukluk, haksızlığın hâkim olduğunu görürse, işte o zaman onda ahlak
    buhranı başlar.

    Türk ahlakı en eski çağlardan beri toplumcudur. Yani Türklerde toplumun
    menfaati insanlarınkinden üstün tutulur. Bununla beraber kuvvetli
    şahsiyetler daima saygı görmüşler ve topluma faydalı olmuşlardır. Ferdiyete
    değer vermeyen Türk ahlakı, şahsiyete saygı göstermiştir.

    İş denize girinceye kadardır. Girdikten sonra üşümem geçer. Sen de iyi
    yüzücülere has kuvvetli kulaçları büyük bir ustalıkla atmaya başlarsın.

    Bize fenalığı dokunmayan milletlerin, fikirlerin ve insanların dostuyuz.
    Fakat hayatın yalnız sevgiyle yürüyeceğini sanmanın büyük bir gaflet
    olduğuna inanıyoruz. Dünyada her şey, zıddı ile birlikte vardır. Bundan
    dolayı sevgiyle birlikte kin de bulunacaktır. Türkçülük, bir bakıma göre de
    "Türklük düşmanlığı" dır.

    Yalnız servet ve ferah bir topluma bahtiyarlık getirmez. Olsa olsa hayvani
    bir rahatlık getirir.

    Çünkü bahtiyarlık ruhi hazlarla duyulan her haldir ve yalnız insanlara
    mahsustur. Ruh dediğimiz manevi değer yalnız insanlarda vardır.

    Milletimizin yaşaması, yükselmesi için her şeyden evvel tek kalb olarak
    çarpmak, tek ruh, tek ses halinde birlik beraberlik içinde bulunması
    lazımdır. Bugün, birçok felaketlerle uğraşmış olmamıza rağmen, yeryüzünün en
    büyük milletlerinden birisi Türk milletidir. Tuna nehrinden, Balkan
    dağlarından Çin'e kadar hala Türkler uzanmaktadır, hala Türklerin yurdundan
    geçilmektedir. Bu büyük milletin tarihte yapmış olduğu büyük işler ve
    gelecekte yeniden ortaya çıkacağı büyük varlık, bu bölgede gözü olan, Türk
    milletinin güçlenmesinden endişe duyan, birtakım yabancı kuvvetleri, yabancı
    çevreleri endişelendirmektedir. Bunun için de Türk milletinin güçlenmesini,
    kalkınmasını engellemek içi
    n her şeyden evvel milli birliğimizi ve

    bütünlüğümüzü bozacak, parçalayacak fesat tertipler, fitne hareketleri
    halkımızın içine, milletimizin arasına yayılmaya çalışmaktadır. Türk
    milletinin kalkınması için her Türk'ün daima birinci planda gözetmesi icap
    eden husus birliğin korunması, beraberliğin korunması, bizi parçalayacak,
    bizi birbirimizden soğutacak, bizi birbirimize karşı getirecek her tertibin
    elbirliğiyle karşısına dikilmek olmalıdır. Birliğimize kasteden tertiplerin
    başında bölgecilik gelmektedir. Mezhepçilik gelmektedir.

      Forum Saati Ptsi Kas. 25, 2024 12:03 pm