ForumAlemi - Herkesin Gözü Burada

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
ForumAlemi - Herkesin Gözü Burada

- Herkesin Gözü Burada


    Genç Türkçülere Mektuplar

    avatar
    BUGRAOPEN
    Co-Admin

    Co-Admin


    Aktiflik :
    Genç Türkçülere Mektuplar Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Genç Türkçülere Mektuplar Right_bar_bleue

    Mesaj Sayısı : 354
    Doğum tarihi : 14/12/93
    Kayıt tarihi : 18/04/09
    Yaş : 30
    Nerden : İstanbul

    Duyurum
    Kişisel İleti / Not Defteri :
    Uyarı Puanı:

    Genç Türkçülere Mektuplar Empty Genç Türkçülere Mektuplar

    Mesaj tarafından BUGRAOPEN Ptsi Haz. 01, 2009 8:38 pm

    GENÇ TÜRKÇÜLERE MEKTUPLAR (1)

    Soyunuza, yurdunuza ve devletinize en verimli hizmetin Türkçülük Ülküsü
    ile sağlanabileceğine inandığınız için bu yolda yürümekte olan
    gençlersiniz. İnsan hayatının en romantik çağlarında, genç ruhları
    büyüleyen zevk verici, çekici, şahsi faydalar sağlayıcı bir çok maddi
    ve manevi imkanlara sırt çevirip, böyle çetin bir yolda yürümeyi göze
    almanız, şüphesiz, takdirle karşılanacak bir milli şuur hareketidir.


    Bu yolda yürümeye karar verirken, Türkçülüğün, ona
    gönül verenler için bir ateşten gömlek olduğunu elbette biliyordunuz.
    Bunu örnekler ve tecrübelerle gördükten sonra da Türkçü kalmanız,
    muhakkak ki, damarlarınızda dolaşan kanın büyüklüğünü içten
    duymanızdandır.

    Evet, Türkçülük, son yüzyıllarda çeşitli hadiselerinde ortaya koyduğu
    gibi gerçekten, bir ateşten gömlektir. Türk topraklarında Türk Ülküsünü
    Türk’ler için böyle bir ıstırap haline getirenler, bu büyük ırkın malum
    düşmanlarıdır.

    Düşmanlığın kaynağı yurdumuzun dışında, onu
    Türkiye’ye bin bir kalıba sokmak suretiyle sinsi sinsi yürütmeye
    çalışanlar ise içimizdedir. Kızılı, masonu, nurcusu, Kürtçüsü gibileri
    başta olmak üzere bunların çoğunu biliyorsunuz. Ancak, bunlarla
    birlikte bilmeniz gerekli bir grup daha vardır. En belirsiz ve
    sinsileri oldukları için, Türklük düşmanlığını en rahat yapabilen bu
    grup, son imparatorluğumuzun Türkiye Cumhuriyeti’ne en kötü mirası olan
    “imparatorluk artıkları” dır.


    Bu düşmanlık, 1938’den sonraki yıllarda, zaman zaman, Türkiye çapındaki
    hadiseler şeklinde de görülmüştür. Bunun neticesi olarak, Türkçülük,
    milli iradenin apaçık bir şekilde çiğnendiği korkunç yıllarda olduğu
    gibi, milli irade yıllarında da karşısında, her zaman salyalı dişler
    görmüştür.

    Türk Ülkü’sünün Türklüğün kaderine hakim olacağı günlere kadar, bunun
    böyle sürüp gideceği muhakkaktır. O mutlu güne kadar Türklüğü sadece
    kanında değil, kanıyla birlikte ruhunda, vicdanında, kalbinde ve
    kafasında bulup duyan bütün Türkler, yani Türkçüler, bu yoldaki
    mücadelelerine ara vermeden devam edeceklerdir.

    Türkiye’deki bu Türkçülük düşmanlığı, insan mantığını donduracak
    derecede korkunç bir hadisedir. Dünyanın hangi ülkesinde o yurdun
    sahibi milletin milliyetçiliği, devletin yüksek makamlarında bulunan
    kimselerin başı çektiği hareketlerle ezilmeye çalışılmıştır? Bu
    talihsizliği 1944’te ve 1953’te iki kere uğrayan ülke, bizim
    Türkiye’mizdir.

    Almanya’da Almancılığın, İngiltere’de İngilizciliğin, Fransa’da
    Fransızcılığın, yani o milletlerin milliyetçilerinin, devletlerinin
    kaderine hakim bulunan Almanlar, İngilizler ve Fransızlar tarafından
    ezilmek istenmesi gibi bir çılgınlık görülmüş müdür?

    Hatta bu büyük çaplı cemiyetler bir yana, komünizmin pençesine geçmek
    gibi bir büyük felakete uğramamış hangi dünya ülkesinde, o yurdun
    sahibi milletin milliyetçiliğine karşı girişilmiş böyle bir hareket
    gösterilebilir?

    Türkiye, dünya üzerinde, bu durumda tek ülkedir. Ve hadiselerin bizi
    ulaştırması gereken neticeye göre, Türk Ülküsü’nün Türkiye’nin kaderine
    hakim fikir olacağı günlere kadar, bu böyle devem edip gidecektir.

    Bunda dolayı bu günkü –ve beklide yarınki– Türkçü
    nesilleri, büyük vazifeler beklemektedir. Bunların en mühimlerinden
    birisi, Türk Ülküsü’nün Türkçüler için bir ateşten gömlek olmaktan
    kurtarılmasıdır.
    Bunun çok çetin, çok güç bir vazife olduğu muhakkaktır. Ama bu çetinlik
    ve güçlük, vazifenin yapılması için bir engel sayılmaz. Çünkü Türk,
    çetin engellerle boğuşmak için yaratılmış bir soydur. Onun için siz
    bugünkü Türkçü nesiller, soyunuza has bu tarihi güçle, ne bahasına
    olursa olsun, bu engeli aşmaya mecbursunuz.

    Hangi yaşta bulunursa bulunsun, bu gün her Türkçü, Türklük Ülküsü
    yolunda kendisini nelerin beklemekte olduğunu iyice bilmelidir.
    Sürülmek, işinden olmak, maddi ve manevi sıkıntılara boğulmak,
    hürriyetsiz bırakılmak gibi sıkıntılar, dertler ve belalr, bu yoldaki
    Türkler için göğüslenmesi gereken hususlardır. Bu sıkıntılar, dertler
    ve belalar başkaları için çok ağır, candan bezdirici, kahredici
    olabilir. Fakat, uğramakta olduğu haksızlıkların, karşısına dikilen
    belaların ana kaynaklarını, sebebini ve manasını bilen Türkçü için
    bunlar, kahır değil; aksine kendine tarihi ve ırki vazifesini ihtar
    eden uyandırıcı kırbaçlardır ve öyle olması lazımdır.

    Hadiseler ve tecrübeler şunu ortaya koymuştur ki, Türkçü; yürekli, sabırlı ve planlı olmaya mecburdur.

    Yürekli olmayan bir genç, Türkçülüğün engelli ve ıstıraplarla dolu
    yolunda uzun zaman yürüyemez. Bu hep böyle olmuştur. Ama dökülen
    dökülmüş, yorulan durmuş, fakat yürekliler yollarına devam etmişlerdir.

    Türkçü sabırlı olmaya da mecburdur. Çünkü bir yandan düşmanlar, diğer
    taraftan imkansızlıklar önüne Çin Setti gibi dikildikçe, bu gibi çetin
    engellerin aşılabilmesi için sabır, en büyük yardımcıdır.

    Plan ise, başarı kapısını açacak anahtardır. En büyük teşekküllerden en
    küçük gruplara kadar her Türkçü topluluk, esasları tespit edilmiş bir
    plan ile hedefe yürümelidir. Ve imkan bulunursa veya imkanı hazırlayıp,
    Türkçü kuruluşlar tek plan üzerinde yürümeye çalışmalıdırlar.

    Yine hadiseler göstermiştir ki, Türkçü, Türkçüden
    başka kimseden yardım göremez. Bu gerçek genç Türkçüleri iktisadi
    imkanlara sahip olma fikrine götürmeli ve hatta bu hırsla
    doldurmalıdır. Eski nesillerin seslerini büyük kitlelere
    duyuramayışlarının en mühim sebeplerinin birinin de bu iktisadi
    imkansızlıklar olduğu unutulmamalıdır. Bu günün genç Türkçülerinden bir
    grubun bu yolda bir adım atmış olmaları sevindiricidir. Bu ilk adımı
    başkaları takip etmeli ve imkanlar hazırlanıp, bu yoldaki teşebbüsler
    birleştirilip büyük bir güç meydana getirilmeye çalışılmalıdır.

    Türkçülük aynı zamanda bir ahlak yolu olduğu için, genç Türkçüler, Türk
    Ülküsü dışında bulunan kişilerle münasebetlerinde ( ve şüphesiz onların
    ahlak kavramını hiçe saymaları sebebiyle) çok kere aldanmaktadırlar. Bu
    yolda devamlı aldanmaların daha çok sürüp gitmemesi için de birtakım
    esaslar tespit edilmesi, karşı cephedekilerin ne gibi oyunlarla neler
    elde etmek istediklerinin tespiti; kısacası, düşmanların oyununa
    gelmemek için tedbir alınması da lazımdır.

    Genç Türkçü !

    Şu kahpelikler ve kahpeler dünyasında; soyuna yurduna ve devletine
    hizmet aşkıyla dolu kalbinle giriştiğin mücadelede en büyük gücün
    Tanrı’nın sana müstesna bir bağışı olan damarlarındaki kandır. O kan üç
    bin yılı aşkın tarihindeki ölüm meydanlarında kazanılmış eşsiz
    zaferlerden, yaşadığın toprakları süsleyen mimari eserlere; minyatür,
    yazı şiir vesaire gibi sanat ürünlerinden yiğitlik, azim, fedakarlık,
    erdem, namus, haysiyet vesaire gibi en büyük insanlık meziyetlerine
    kadar bütün büyüklüklerin ve ululukların temelidir. Türk’ü, eski
    yüzyıllarda, dünyanın birinci milleti yapmış olan o kandı. Yarın, o
    eski şanlı hayatına kavuşturacak da yine o kan olacaktır. Çünkü o kan
    ile yapılamayacak iş, erişilemeyecek hedef yoktur.

    Türk’ü er meydanlarında yenemeyenler, onu, içinden kemire kemire yok etmek yoluna sapmışlardır. Son
    çağlarda, bilhassa Tanzimat sonrası yıllarında Türk’ü kökünden
    kopartmak, onu sadece adı ile Türk kalacak hale getirmek için akla
    hayale gelmeyen en namert, en sisi oyunlara başvurulmuştur. Bu oyunlara
    hala devam etmektedir.
    Ve ne kadar acı ki, düşmanlar, bunda haylide başarı kazanmışlardır.

    Fakat bu hain emellerine asla ulaşamayacaklardır. Çünkü Türk artık
    uyanmıştır. Uyuyan Türklüğün en şuurlu bölümü olan genç Türkçüler hızla
    çoğalmaktadır. Bozkurt soylu Bozkurtluğunu ruhunda duymaktadır. Bu ruh,
    bir gün bütün yurdu ilahi bir ateş gibi saracak ve Türk Ülküsü, Türk’ün
    kaderini çizecek hakim fikir olacaktır.

    Bu büyük ve tarihi vazifede en büyük yük senin omuzlarında olacaktır, genç Türkçü !
    Eşsiz soyuna böyle büyük ve kutlu bir hizmet yapabileceğin için ne mutlu sana !..

      Similar topics

      -

      Forum Saati Ptsi Kas. 25, 2024 12:13 pm