Son Mareşal Fevzi Çakmak
Kısa Bilgi=Doğum Yeri: Beykoz, İstanbul
Ölüm Yeri: İstanbul
Bağlılığı: Osmanlı İmparatorluğu
Türkiye Cumhuriyeti
Hizmet yılları: 3 Ağustos 1921 - 12 Ocak 1944
Rütbesi: Osmanlı: Ferik
Türkiye: Müşir (Mareşal)
Kumanda ettiği: V Kolordu, Yedinci Ordu
Savaş/Çatışma: Çanakkale Savaşı, Mezopotamya Cephesi, Kurtuluş Savaşı
Sonraki İşi: Milletvekili
_______
Mustafa Fevzi Çakmak, Müşir Mustafa Fevzi Paşa, Mareşal Fevzi Çakmak
Paşa (d. 12 Ocak 1876 İstanbul – ö. 10 Nisan 1950 İstanbul, lakapları:
Müşir, Mareşal), Mareşal unvanı almış Türk komutanıdır. Türkiye'nin
******'ten sonraki ikinci Başbakanı, ilk Milli Savunma Bakanı ve Türk
Silahlı Kuvvetleri'nin ikinci, Cumhuriyet döneminde ise ilk Genelkurmay
Başkanı'dır.
Mareşal Fevzi Çakmak, 12 Ocak 1876'da İstanbul Anadolu Kavağı'nda
Çakmakoğullarından Topçu Albayı Ali Sırrı ile Hesna Hanım'ın oğlu
olarak dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini tamamladıktan sonra 29
Nisan 1893'te Harp Okuluna kaydolarak 28 Ocak 1896'da Piyade Teğmen
rütbesiyle mezun oldu (1311-c-P.7). Akabinde Erkan-ı Harbiye Mektebine
girerek 25 Aralık 1898'de Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle bitirdi.
Bir süre Erkan-ı Harbiye (Genelkurmay) 4. Şube'de görev yaptıktan sonra
1899'da 3. Ordu'ya bağlı Metroviçe'deki 18. Fırka'nın kurmay heyetinde
görevlendirildi. Balkanlar'daki Sırp ve Arnavut çetelere karşı verilen
mücadeleye katıldı. Kısa aralıklarla terfi ederek 1907'de miralaylığa
(albay) yükseldi. 1908 yılında İkinci Meşrutiyet ilan edildiğinde 35.
Fırka Komutanı ve Taşlıca Mutasarrıfıydı. 1910'da Arnavutluk'ta çıkan
ayaklanmayı bastırmakla görevlendirilen Kosova Kolordusu'nun kurmay
başkanlığı'na atandı. 1911'de Trablusgarp Savaşı başlayınca Rumeli'nin
savunmasıyla görevli Garp (Vardar) ordusunun kurmay başkanlığına
getirildi. Balkan Savaşı (1912-1913) sırasında 21. Fırka Komutan
Vekilliği ve Vardar Ordusu 1. Şube (Harekat Şubesi) Müdürlüğünü yaptı.
Fevzi'nin, Balkan Savaşları çıktığı dönemde 21. Yakova Nizamiye Fırkası
K. Vekilliği 'nde; 6 Ağustos 1912'de Kosova Kuvay-ı Umumiye Kurmay
Başkanlığ ı'nda; 29 Ekim 1912'de de Balkan Harbi Seferberliği'nin
başlangıcında Vardar Ordusu K. I. Şube Müdürlüğü 'nde
görevlendirildiğini daha öncede belirtmiştik. Sırp Cephesi'nde Vardar
Ordusu Harekât Şube Müdürü olarak bulunan Fevzi Paşa'nın başarılı
askerî faaliyetlerine rağmen, Garp Vilayetleri'nde 10 Mayıs 1913'den
itibaren Türk Hakimiyeti sona ermiştir.
1913'te 5. Kolordu Komutanlığı'na atandı. Mart 1915'de rütbesi mirlivalığa (tuğgeneral) yükseltildi.
______
I. Dünya Savaşı I. Dünya Savaşı'nda Çanakkale, Kafkas, Suriye ve Filistin cephelerinde savaştı. 1918'de ferikliğe (korgeneral) yükseldi.
Çanakkale Cephesi Daha çok bilgi için: V Kolordu (Osmanlı) ve Çanakkale Savaşları
Fevzi Paşa, V Kolordu (Osmanlı) Komutanı olarak 6 Ağustos ve 13 Ağustos
1915 tarihindeki muharebelere katılmıştır. Fevzi Paşa'nın komutasındaki
XIII. ve XIV. Tümenler muharebeye katılmamış fakat 21 Temmuz'dan
itibaren cepheye gelerek, I. Tüm. hariç yıpranmış ve yorulmuş eski
tümenleri değiştirmişlerdir. Ayrıca İkinci Ordu (Osmanlı) Tümenleri'nin
bölgeye (Kereviz Dere-Zığın Dere) gelmeleri üzerine VI. ve VII.
Tümenler, Saros Gurubuna gönderilmiştir.
Düşman Kirte istikametinde yapacağı taarruzlar doğrultusunda
Alçıtepe'yi almayı planlıyordu. Fakat Türk direnişi karşısında amacına
ulaşamayan düşman çok fazla ilerleyememiştir. 6 Ağustos'ta düşmanın
taarruz ettiği Arıburnu - Conkbayırı bölgesine gönderilen VIII. ve IV.
Tüm. ile yetinmeyen Vehip Paşa, 9 Ağustos'ta Fevzi Paşa'nın komuta
ettiği V. Kor. Komutanlığına bağlı V. ve XIV. Kolorduların son
ihtiyatları olan 41. ve 28. Alayları da bu bölgeye gönderdi. Bölgeye
gönderilen bu iki alay Conkbayırı'nın düşman eline geçmemesine ve Albay
Mustafa Kemal Bey'in 10 Ağustos tarihinde Conkbayırı taarruzuna
yardımcı oldu. Mustafa Kemal Bey'in rahatsızlığı nedeniyle 10 Aralık
1915'te Fevzi Paşa 5.Kolordu Komutanlığı kendisinde kalmak üzere, ek
görev olarak Anafartalar Grubu komutan Vekilliğine görevlendirildi
(Mustafa Kemal Bey ise 16 Aralık 1915'de cepheden ayrıldı). Bu
muharebelerde V. Kolordu Komutanı olarak görev alan Fevzi Bey'in
komutasındaki XIII. Tüm. 21 Ekim 1915'te Keşan'a hareket etti. XIV.
Tümen ise 12 Ocak 1916'da bölgeden ayrıldı.
Kurtuluş Savaşı
Mondros Mütarekesi imzalandığında sağlık nedenleri ile İstanbul'da
bulunuyordu. 24 Aralık 1918'den 14 Mayıs 1919'a kadar Korgeneral
rütbesiyle Osmanlı Devleti'nin Erkan-ı Harbiye Reisliği (bugünkü
Genelkurmay Başkanlığı) görevinde bulundu. 1. Ordu Müfettişliği, Askeri
Şura üyeliği, Ali Rıza Paşa ve Salih Hulusi Paşa hükümetlerinde harbiye
nazırlığı (savaş bakanı, milli savunma bakanı) (Şubat - Nisan 1920)
yaptı. Harbiye nazırlığı sırasında Anadolu'daki ulusal harekete silah
ve cephane gönderilmesini kolaylaştırıcı bir tutum izledi.
İstanbul'un İtilaf Devletleri tarafından resmen işgalinin (16 Mart
1920) ardından Anadolu'ya geçmeye karar veren Fevzi Paşa, Nisan 1920'de
Ankara'ya ulaştı. İstasyonda Mustafa Kemal Paşa tarafından törenle
karşılandı. Birinci dönem TBMM'ye Kozan milletvekili olarak katıldı. 26
Mayıs 1920'de İstanbul Hükümeti tarafından ulusal hareketin
önderlerinden biri olarak rütbesinin kaldırılmasına, nişanlarının geri
alınmasına ve idamına karar verildi.
3 Mayıs 1920'de Milli Müdafaa Vekilliğine (Milli Savunma Bakanlığı)
getirildi. 24 Ocak 1921'de milli müdafaa vekilliği üzerinde kalmak
üzere İcra Vekilleri Heyeti Reisliğini (Başbakanlık) de üstlendi.
İkinci İnönü Muharebesi'nin zaferle neticelenmesinin ardından 3 Nisan
1921'de rütbesi TBMM kararıyla birinci ferikliğe (orgeneral)
yükseltildi. Kütahya-Eskişehir Muharebeleri'nde Tuğgeneral İsmet Paşa
komutasındaki Garp Cephesi ordularının mağlup olup Yunanlıların Temmuz
1921'de Kütahya, Afyon ve Eskişehir'i ele geçirmelerinden sonra İsmet
Paşa'nın (İnönü) yerine Genelkurmay Başkanlığı görevine de getirildi. 3
Ağustos 1921'de Başvekillik, Milli Müdafaa Vekilliği ve Erkan-ı Harbiye
Reisliği görevlerini hep birlikte yürütmeye başladı ve Sakarya Savaşı
sırasında TBMM Reisi ve Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ile birlikte
bizzat cephede harekatı yönetti.
14 Ocak 1922'de milli müdafaa vekilliği, 9 Temmuz 1922'de icra
vekilleri heyeti reisliği görevlerinden ayrıldı ve Genelkurmay Başkanı
olarak Büyük Taarruz'un hazırlıklarıyla ilgilendi. Zaferle sonuçlanan
Başkomutanlık Meydan Savaşı'nın (30 Ağustos 1922) ardından 31
Ağustos'ta rütbesi Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'nın tavsiyesi üzerine
TBMM tarafından Müşirliğe (Mareşal) terfi ettirildi. Cumhuriyetin
ilanından sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Genelkurmay Başkanı oldu
Cumhuriyet dönemi
Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Vekilliği'nin kaldırılmasıyla; Erkân-ı
Harbiye-i Umumiye Reisliği 'ne atanan Mareşal Fevzi Çakmak, 30 Ekim
1924'e kadar TBMM'de İstanbul Milletvekilliği görevine devam etti.
Mustafa Kemal Paşa'nın askerlik yapanların siyasete karışmamaları
gerektiğine dair talimatından sonra, 31 Ekim 1924'te askerlik görevini,
siyasete tercih ederek İstanbul Milletvekilliği'nden istifa etti.Bu
dönemde askeri savunmanın geliştirilmesi için o zamanın şartlarında çok
büyük bir para olan 130.000.000 TL ayrılmasına rağmen, askeri
teknolojide ileri ülkelerin Türkiye'ye Milli Şeflik düzeni dolayısıyla
silah satmayı reddetmesi yüzünden orduyu modernize edemedi. 2.Dünya
savaşı çıktığında ordu Verdun Savaşı artığı Fransız toplarıyla ve
Sovyetler Birliğinden Moskova Antlaşması gereğince Batum'un onlara
verilmesi karşılığında 1920li yıllarda gelen tüfeklerle donatılmıştı.
Sadece 2 zırlı birlik vardı ve ordu Çakmak Hattı'nı Çatalca'ya kadar
çekmişti çünkü Trakya daha geniş olduğu için savunulamıyordu. Türk
ordusunun modernizasyonu ancak 1952 yılında Türkiye NATO'ya kabul
edildikten sonra başlayabildi.
Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisliği görevini 23 yıl yaptıktan sonra 12
Ocak 1944'de 68 yaşında Askerî ve Mülkî Tekaüt Yasası'na göre Tahdit-i
Sin yani yaş haddinden dolayı emekliye ayrıldı. Fevzi Paşa'nın emekliye
ayrılmasından sonra 9 Mayıs 1944'te Milli Şef ve Başvekili Şükrü
Saracoğlu önde gelen milliyetçileri Turancılıkla suçlayarak tutukladı.
1946 seçimlerinde Demokrat Parti listesinden bağımsız aday olarak
TBMM'de VIII. Dönem İstanbul Milletvekili seçildi. 5 Ağustos 1946'da
milletvekili seçilerek 22 sene sonra tekrar Meclise katılan Fevzi Paşa,
Demokrat Parti genel başkanı Celal Bayar'ın dönemin Cumhurbaşkanı'nın
demokratik seçimlere izin vermesi için söylediği "Devr-i Sabık
yaratmayacağız" (yani iktidara geldikten sonra yapılan yanlışların ve
yolsuzlukların hesabını sormayacağız) demesinden sonra partisinden
istifa ederek, 19 Temmuz 1948'de Osman Bölükbaşı ile birlikte Millet
Partisi'nin kurucu üyeleri arasında yer aldı.
10 Nisan 1950 tarihinde vefat etti. Cenazesi 12 Nisan 1950'de Eyüp
Sultan Camiinden kaldırılırken cenaze namazında yüzbinlerce vatandaş
bulundu.
Kısa Bilgi=Doğum Yeri: Beykoz, İstanbul
Ölüm Yeri: İstanbul
Bağlılığı: Osmanlı İmparatorluğu
Türkiye Cumhuriyeti
Hizmet yılları: 3 Ağustos 1921 - 12 Ocak 1944
Rütbesi: Osmanlı: Ferik
Türkiye: Müşir (Mareşal)
Kumanda ettiği: V Kolordu, Yedinci Ordu
Savaş/Çatışma: Çanakkale Savaşı, Mezopotamya Cephesi, Kurtuluş Savaşı
Sonraki İşi: Milletvekili
_______
Mustafa Fevzi Çakmak, Müşir Mustafa Fevzi Paşa, Mareşal Fevzi Çakmak
Paşa (d. 12 Ocak 1876 İstanbul – ö. 10 Nisan 1950 İstanbul, lakapları:
Müşir, Mareşal), Mareşal unvanı almış Türk komutanıdır. Türkiye'nin
******'ten sonraki ikinci Başbakanı, ilk Milli Savunma Bakanı ve Türk
Silahlı Kuvvetleri'nin ikinci, Cumhuriyet döneminde ise ilk Genelkurmay
Başkanı'dır.
Mareşal Fevzi Çakmak, 12 Ocak 1876'da İstanbul Anadolu Kavağı'nda
Çakmakoğullarından Topçu Albayı Ali Sırrı ile Hesna Hanım'ın oğlu
olarak dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini tamamladıktan sonra 29
Nisan 1893'te Harp Okuluna kaydolarak 28 Ocak 1896'da Piyade Teğmen
rütbesiyle mezun oldu (1311-c-P.7). Akabinde Erkan-ı Harbiye Mektebine
girerek 25 Aralık 1898'de Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle bitirdi.
Bir süre Erkan-ı Harbiye (Genelkurmay) 4. Şube'de görev yaptıktan sonra
1899'da 3. Ordu'ya bağlı Metroviçe'deki 18. Fırka'nın kurmay heyetinde
görevlendirildi. Balkanlar'daki Sırp ve Arnavut çetelere karşı verilen
mücadeleye katıldı. Kısa aralıklarla terfi ederek 1907'de miralaylığa
(albay) yükseldi. 1908 yılında İkinci Meşrutiyet ilan edildiğinde 35.
Fırka Komutanı ve Taşlıca Mutasarrıfıydı. 1910'da Arnavutluk'ta çıkan
ayaklanmayı bastırmakla görevlendirilen Kosova Kolordusu'nun kurmay
başkanlığı'na atandı. 1911'de Trablusgarp Savaşı başlayınca Rumeli'nin
savunmasıyla görevli Garp (Vardar) ordusunun kurmay başkanlığına
getirildi. Balkan Savaşı (1912-1913) sırasında 21. Fırka Komutan
Vekilliği ve Vardar Ordusu 1. Şube (Harekat Şubesi) Müdürlüğünü yaptı.
Fevzi'nin, Balkan Savaşları çıktığı dönemde 21. Yakova Nizamiye Fırkası
K. Vekilliği 'nde; 6 Ağustos 1912'de Kosova Kuvay-ı Umumiye Kurmay
Başkanlığ ı'nda; 29 Ekim 1912'de de Balkan Harbi Seferberliği'nin
başlangıcında Vardar Ordusu K. I. Şube Müdürlüğü 'nde
görevlendirildiğini daha öncede belirtmiştik. Sırp Cephesi'nde Vardar
Ordusu Harekât Şube Müdürü olarak bulunan Fevzi Paşa'nın başarılı
askerî faaliyetlerine rağmen, Garp Vilayetleri'nde 10 Mayıs 1913'den
itibaren Türk Hakimiyeti sona ermiştir.
1913'te 5. Kolordu Komutanlığı'na atandı. Mart 1915'de rütbesi mirlivalığa (tuğgeneral) yükseltildi.
______
I. Dünya Savaşı I. Dünya Savaşı'nda Çanakkale, Kafkas, Suriye ve Filistin cephelerinde savaştı. 1918'de ferikliğe (korgeneral) yükseldi.
Çanakkale Cephesi Daha çok bilgi için: V Kolordu (Osmanlı) ve Çanakkale Savaşları
Fevzi Paşa, V Kolordu (Osmanlı) Komutanı olarak 6 Ağustos ve 13 Ağustos
1915 tarihindeki muharebelere katılmıştır. Fevzi Paşa'nın komutasındaki
XIII. ve XIV. Tümenler muharebeye katılmamış fakat 21 Temmuz'dan
itibaren cepheye gelerek, I. Tüm. hariç yıpranmış ve yorulmuş eski
tümenleri değiştirmişlerdir. Ayrıca İkinci Ordu (Osmanlı) Tümenleri'nin
bölgeye (Kereviz Dere-Zığın Dere) gelmeleri üzerine VI. ve VII.
Tümenler, Saros Gurubuna gönderilmiştir.
Düşman Kirte istikametinde yapacağı taarruzlar doğrultusunda
Alçıtepe'yi almayı planlıyordu. Fakat Türk direnişi karşısında amacına
ulaşamayan düşman çok fazla ilerleyememiştir. 6 Ağustos'ta düşmanın
taarruz ettiği Arıburnu - Conkbayırı bölgesine gönderilen VIII. ve IV.
Tüm. ile yetinmeyen Vehip Paşa, 9 Ağustos'ta Fevzi Paşa'nın komuta
ettiği V. Kor. Komutanlığına bağlı V. ve XIV. Kolorduların son
ihtiyatları olan 41. ve 28. Alayları da bu bölgeye gönderdi. Bölgeye
gönderilen bu iki alay Conkbayırı'nın düşman eline geçmemesine ve Albay
Mustafa Kemal Bey'in 10 Ağustos tarihinde Conkbayırı taarruzuna
yardımcı oldu. Mustafa Kemal Bey'in rahatsızlığı nedeniyle 10 Aralık
1915'te Fevzi Paşa 5.Kolordu Komutanlığı kendisinde kalmak üzere, ek
görev olarak Anafartalar Grubu komutan Vekilliğine görevlendirildi
(Mustafa Kemal Bey ise 16 Aralık 1915'de cepheden ayrıldı). Bu
muharebelerde V. Kolordu Komutanı olarak görev alan Fevzi Bey'in
komutasındaki XIII. Tüm. 21 Ekim 1915'te Keşan'a hareket etti. XIV.
Tümen ise 12 Ocak 1916'da bölgeden ayrıldı.
Kurtuluş Savaşı
Mondros Mütarekesi imzalandığında sağlık nedenleri ile İstanbul'da
bulunuyordu. 24 Aralık 1918'den 14 Mayıs 1919'a kadar Korgeneral
rütbesiyle Osmanlı Devleti'nin Erkan-ı Harbiye Reisliği (bugünkü
Genelkurmay Başkanlığı) görevinde bulundu. 1. Ordu Müfettişliği, Askeri
Şura üyeliği, Ali Rıza Paşa ve Salih Hulusi Paşa hükümetlerinde harbiye
nazırlığı (savaş bakanı, milli savunma bakanı) (Şubat - Nisan 1920)
yaptı. Harbiye nazırlığı sırasında Anadolu'daki ulusal harekete silah
ve cephane gönderilmesini kolaylaştırıcı bir tutum izledi.
İstanbul'un İtilaf Devletleri tarafından resmen işgalinin (16 Mart
1920) ardından Anadolu'ya geçmeye karar veren Fevzi Paşa, Nisan 1920'de
Ankara'ya ulaştı. İstasyonda Mustafa Kemal Paşa tarafından törenle
karşılandı. Birinci dönem TBMM'ye Kozan milletvekili olarak katıldı. 26
Mayıs 1920'de İstanbul Hükümeti tarafından ulusal hareketin
önderlerinden biri olarak rütbesinin kaldırılmasına, nişanlarının geri
alınmasına ve idamına karar verildi.
3 Mayıs 1920'de Milli Müdafaa Vekilliğine (Milli Savunma Bakanlığı)
getirildi. 24 Ocak 1921'de milli müdafaa vekilliği üzerinde kalmak
üzere İcra Vekilleri Heyeti Reisliğini (Başbakanlık) de üstlendi.
İkinci İnönü Muharebesi'nin zaferle neticelenmesinin ardından 3 Nisan
1921'de rütbesi TBMM kararıyla birinci ferikliğe (orgeneral)
yükseltildi. Kütahya-Eskişehir Muharebeleri'nde Tuğgeneral İsmet Paşa
komutasındaki Garp Cephesi ordularının mağlup olup Yunanlıların Temmuz
1921'de Kütahya, Afyon ve Eskişehir'i ele geçirmelerinden sonra İsmet
Paşa'nın (İnönü) yerine Genelkurmay Başkanlığı görevine de getirildi. 3
Ağustos 1921'de Başvekillik, Milli Müdafaa Vekilliği ve Erkan-ı Harbiye
Reisliği görevlerini hep birlikte yürütmeye başladı ve Sakarya Savaşı
sırasında TBMM Reisi ve Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ile birlikte
bizzat cephede harekatı yönetti.
14 Ocak 1922'de milli müdafaa vekilliği, 9 Temmuz 1922'de icra
vekilleri heyeti reisliği görevlerinden ayrıldı ve Genelkurmay Başkanı
olarak Büyük Taarruz'un hazırlıklarıyla ilgilendi. Zaferle sonuçlanan
Başkomutanlık Meydan Savaşı'nın (30 Ağustos 1922) ardından 31
Ağustos'ta rütbesi Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'nın tavsiyesi üzerine
TBMM tarafından Müşirliğe (Mareşal) terfi ettirildi. Cumhuriyetin
ilanından sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Genelkurmay Başkanı oldu
Cumhuriyet dönemi
Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Vekilliği'nin kaldırılmasıyla; Erkân-ı
Harbiye-i Umumiye Reisliği 'ne atanan Mareşal Fevzi Çakmak, 30 Ekim
1924'e kadar TBMM'de İstanbul Milletvekilliği görevine devam etti.
Mustafa Kemal Paşa'nın askerlik yapanların siyasete karışmamaları
gerektiğine dair talimatından sonra, 31 Ekim 1924'te askerlik görevini,
siyasete tercih ederek İstanbul Milletvekilliği'nden istifa etti.Bu
dönemde askeri savunmanın geliştirilmesi için o zamanın şartlarında çok
büyük bir para olan 130.000.000 TL ayrılmasına rağmen, askeri
teknolojide ileri ülkelerin Türkiye'ye Milli Şeflik düzeni dolayısıyla
silah satmayı reddetmesi yüzünden orduyu modernize edemedi. 2.Dünya
savaşı çıktığında ordu Verdun Savaşı artığı Fransız toplarıyla ve
Sovyetler Birliğinden Moskova Antlaşması gereğince Batum'un onlara
verilmesi karşılığında 1920li yıllarda gelen tüfeklerle donatılmıştı.
Sadece 2 zırlı birlik vardı ve ordu Çakmak Hattı'nı Çatalca'ya kadar
çekmişti çünkü Trakya daha geniş olduğu için savunulamıyordu. Türk
ordusunun modernizasyonu ancak 1952 yılında Türkiye NATO'ya kabul
edildikten sonra başlayabildi.
Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisliği görevini 23 yıl yaptıktan sonra 12
Ocak 1944'de 68 yaşında Askerî ve Mülkî Tekaüt Yasası'na göre Tahdit-i
Sin yani yaş haddinden dolayı emekliye ayrıldı. Fevzi Paşa'nın emekliye
ayrılmasından sonra 9 Mayıs 1944'te Milli Şef ve Başvekili Şükrü
Saracoğlu önde gelen milliyetçileri Turancılıkla suçlayarak tutukladı.
1946 seçimlerinde Demokrat Parti listesinden bağımsız aday olarak
TBMM'de VIII. Dönem İstanbul Milletvekili seçildi. 5 Ağustos 1946'da
milletvekili seçilerek 22 sene sonra tekrar Meclise katılan Fevzi Paşa,
Demokrat Parti genel başkanı Celal Bayar'ın dönemin Cumhurbaşkanı'nın
demokratik seçimlere izin vermesi için söylediği "Devr-i Sabık
yaratmayacağız" (yani iktidara geldikten sonra yapılan yanlışların ve
yolsuzlukların hesabını sormayacağız) demesinden sonra partisinden
istifa ederek, 19 Temmuz 1948'de Osman Bölükbaşı ile birlikte Millet
Partisi'nin kurucu üyeleri arasında yer aldı.
10 Nisan 1950 tarihinde vefat etti. Cenazesi 12 Nisan 1950'de Eyüp
Sultan Camiinden kaldırılırken cenaze namazında yüzbinlerce vatandaş
bulundu.